Dün, (bana göre uzunca bir
zaman sonra) İzmir'deydim. Kemeraltında işlerimi bitirip, Pasaport İskelesinden
çok sevdiğim Karşıyaka'ya gitmek üzere vapura bindim.Aralık ayında olmamıza
rağmen hava çok güzeldi. Montumun fermuarını çekince hafiften ürperten esintiyi
de hissetmiyordum. Gece, sadece 1.5 saat kadar uyuyabilmiştim ama mutluydum
çünkü bugün Cumartesiydi ve Borsa kapalıydı. Üstelik son üç gün endeks gayet
güzel kapanışlar yapmış ve tüm kayıplarımı unutturmuştu. Vapur hareket ettikten
kısa bir süre farkında olmadan kıyıya dikkatle baktığımı farkettim. Bir yandan
yeni yapılan binalara bakıyor diğer yandan boş tepelere ne kadar inşaat
yapılabilirin hesabındaydım. Gereken çimentoyu, demiri, fayansı, camı ve boyayı
dahi düşününce 365 gün borsada olmak zorunludur duygusu sarmıştı yine beni. Ben
bir BORSAKOLİKTİM ve yaptığım bu hesapla şimdi daha da mutluydum. Ne yazık ki,
bu durum uzun sürmedi.Ta ki O, yaşlı bayan az ilerideki yarı açık pencereye
yaklaşıp,elindeki simidi küçük lokmalar halinde martılara atıncaya
kadar...Aniden 100'e yakın martı ,simitten küçük bir lokma kapabilmek için
vapurla yarışmaya başladı. Kadının yüzünde müthiş bir gülümseme vardı.Ağzı
kulaklarındaydı. Sanki attıkları simit değildi ,ortalığa altın saçıyordu.Ve O
yüzde PALA'YI gördüm. % 5000 bedelsiz açıklamış şirketin patronu edasıyla
duruyor ,75 kuruşluk simitle 100 tane martı ile oynayabilmenin hazzını
yaşıyordu.Torunu sandığım bir yeni yetme kız da cep telefonuyla anı
görüntülüyordu. Martılar defalarca ,simit bittikten sonra bile,evet evet
defalarca denize inip çıktılar.Oysa topu topu 10-15 lokmaydı hepsi. Ancak
martılar toplamda çok daha fazla enerji tüketmişlerdi.Nasiplenen bir kaçının
dışında diğerleri eminim bir sonraki simidi kesin kaçırmayacaklarını
düşünüyordu ki ben borsada bir martı olduğumu maalesef bir daha farketmenin
hüznünü yaşarken.
Hisse.net sukufe42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder