Kordsa Arge merkezinde geliştirdiği yeni nesil polyester ipliğinden mamul kord bezlerine olan yoğun talebi karşılamak, müşterilerin bulundukları ülke ve segmentlerdeki büyüme hızlarına ayak uydurmak ve pazardaki güçlü konumunu pekiştirmek için 2 tesisinde PET HMLS Polyester iplik yatırımı yapılmasına karar verdi. 2 yıl içinde tamamlanıp 2018’de devreye alınması öngörülen ve 29,5 milyon dolara mal olması beklenen bu iki yatırım ile Kordsa Global Türkiye operasyonları 6,000 ton; Indokordsa operasyonları ise 6,500 ton ek HMLS polyester iplik kapasitesine kavuşacaktır.
1990 yılından beri şirketin yurt dışı cirosu, yurt içi cirodsundan fazla. Şu anda ciroda yurt dışının payı %90 seviyelerinde.
Kordsa 4 Nisan tarihinde hisse başına 0,31 TL (%6,2 temettü verimi) temettü ödemesi gerçekleştirdi. Şirketin önümüzdeki yıllarda da yüksek temettü ödemesi bekleniyor.
8 Ağustos 2016 Pazartesi
KORDSA GLOBAL'DEN YENİ YATIRIM
Etiketler:
ındokordsa,
kord bezi,
kordsa,
kordsa global
11 Mart 2016 Cuma
BU ENDEKS 0,50 CENTLERİ GÖRDÜ.
Sene 2001 Türkiye'de en büyük finansal
soygunun yapılması için planlar yapılıyor.
Ülkeyi gözüne kestiren bazı para babaları kendilerine yurt içi bir maşa arıyorlar.
Tetik çekildiğinde spekülasyona ortak olabilecek bir maşa.
Patronlarla görüşmeler yapılıyor.
Pasta içinde mesut mutlular bu oyunda yokuz ve imkansız diyorlar.
250 yıllık traderlar anayasa kitapçıklarının havaya uçuşmasını fırsat ve bahane bilerek arkasından batık haberleri ile süslenmiş ayı piyasasına sokuyorlar piyasayı.
Ellerinde 1999 ralllisinden kalan son mallar ve açığa satışlarla endeksi 0,45 cent seviyesine kadar çekiyorlar.
Seçimler yapılıyor.
Seçimlerle birlikte gelen hükümet her gün bir şapkadan bir reform çıkarıyor. Bu reformların hepsi tanıdık ülkelerden alınma.
Mallar toplanırken finansal zemin toplanmaya devam ediliyor,
batık bankalar bir bir yabancılar tarafından alınıyor.
Parası pul olmuş vatandaş hiçbir şeye inanmıyorken 350 milyon dolar piyasa değerinden garanti bankası el değiştiriyor.
2002 de artık tahtalarda yavaştan yerli spekülatörler ve patron hakimiyetleri operasyonları yerini görünmeyen bir elin fiyat hareket mantığına bırakıyor.
2003'te yerli birçok büyük para babası endeks çıkarken batıyor.
2004'te yerli birçok patron tahtalarda işlem yapamayacak bir duruma sokuluyor.
Patronun hakim olduğu tahtalarda güçlü yabancı alışları yapılarak patronun tahtayı yukarı çekmesine engel olunuyor.
Artık 2005'te devir değişmiş tek hakim güç global oyuncular oluyor
Gel zaman git zaman borsa dışı bir çok noktada türkiyede kurulmuş şirketler üzerinden en değerli araziler, binalar, tarım arazileri büyük yabancı ellerin eline geçiyor.
Ve işin en enterasanı bunların hepsini akp hükümeti başardı. Senaryolarının her zümreye inandırılması.
Bu reform ve büyüme adımlarının arkasından direktifleri verenler hiç ortalıkta görünmüyorlar.
Çünkü alan memnun satan memnun.
Dünyada ve bizde
Yıl 2007 inananlar sisteme inanan ve trendle doğru yönde olmayı tercih edenlerin varlıkları sisteme güvenmeyenlere karşı ezici bir üstünlüğe vardığı doruk noktasıdır.
Ülkeyi gözüne kestiren bazı para babaları kendilerine yurt içi bir maşa arıyorlar.
Tetik çekildiğinde spekülasyona ortak olabilecek bir maşa.
Patronlarla görüşmeler yapılıyor.
Pasta içinde mesut mutlular bu oyunda yokuz ve imkansız diyorlar.
250 yıllık traderlar anayasa kitapçıklarının havaya uçuşmasını fırsat ve bahane bilerek arkasından batık haberleri ile süslenmiş ayı piyasasına sokuyorlar piyasayı.
Ellerinde 1999 ralllisinden kalan son mallar ve açığa satışlarla endeksi 0,45 cent seviyesine kadar çekiyorlar.
Seçimler yapılıyor.
Seçimlerle birlikte gelen hükümet her gün bir şapkadan bir reform çıkarıyor. Bu reformların hepsi tanıdık ülkelerden alınma.
Mallar toplanırken finansal zemin toplanmaya devam ediliyor,
batık bankalar bir bir yabancılar tarafından alınıyor.
Parası pul olmuş vatandaş hiçbir şeye inanmıyorken 350 milyon dolar piyasa değerinden garanti bankası el değiştiriyor.
2002 de artık tahtalarda yavaştan yerli spekülatörler ve patron hakimiyetleri operasyonları yerini görünmeyen bir elin fiyat hareket mantığına bırakıyor.
2003'te yerli birçok büyük para babası endeks çıkarken batıyor.
2004'te yerli birçok patron tahtalarda işlem yapamayacak bir duruma sokuluyor.
Patronun hakim olduğu tahtalarda güçlü yabancı alışları yapılarak patronun tahtayı yukarı çekmesine engel olunuyor.
Artık 2005'te devir değişmiş tek hakim güç global oyuncular oluyor
Gel zaman git zaman borsa dışı bir çok noktada türkiyede kurulmuş şirketler üzerinden en değerli araziler, binalar, tarım arazileri büyük yabancı ellerin eline geçiyor.
Ve işin en enterasanı bunların hepsini akp hükümeti başardı. Senaryolarının her zümreye inandırılması.
Bu reform ve büyüme adımlarının arkasından direktifleri verenler hiç ortalıkta görünmüyorlar.
Çünkü alan memnun satan memnun.
Dünyada ve bizde
Yıl 2007 inananlar sisteme inanan ve trendle doğru yönde olmayı tercih edenlerin varlıkları sisteme güvenmeyenlere karşı ezici bir üstünlüğe vardığı doruk noktasıdır.
Bir anı.
İLHAN BEY VE AYI FİKRET OLMAK
Kadiköy Boğa heykelinin orada aracı kurum şubemizi
açmışız.
(O zaman bankalar bu piyasada aktif filan değiller)
Çalıştığımız bankaların büyük müşterilerinin işlemleri bile benim aracı kurumumdan geçiyor.
İşler güzel yani.
Müşteri sayımız 1995 yılında 450 kişiye ulaştı.
1994 krizinin etkisi azalmaya başlamıştı.
Bizde hesap açtıran ve seans odasına gelip 20-25 kisilik salonumuzda sessizce oturan bir beyfendi dikkatimi çekti.
O zamanlarda canlı seans yapan ender aracı kurum şubelerinden birisiydik.
Adı "İlhan bey" idi.
Hayattaysa Allah selamet versin.
Arada odama gelir benimle sohbet eder, ve özellikle bir kağıt hakkında fikrimi sorardı.
KARTONSAN...
Mesleğini sordum, mühendis kökenli idi.
Odamdaki bilgisayardan hesabına baktım, dişe dokunur miktarda bir hesabı da yoktu.
Lafı uzatmayalım, gelir gider senede 1 veya 2 defa işlem yapardı.
(Fiyat anlamında) teknik analiz sorardı.
Zamanla sohbeti ilerlettik kendisi ile..
5-6 yıl önce emekli olduğunu öğrendim.
Emekli olduktan sonra KARTONSAN hissesi almış emekli ikramiyesi ile.
Her sene Kartonsan genel kuruluna gider, yönetim kurulu üyeleri ile sohbet eder, bizzat genel müdürden bilgi alırdı.
Temettü ve bedelsiz sermaye artırımları ile Kadıköy yel değirmeninde bir arsa almıştı.
Aldığı o arsa için projeler çizdiriyordu.
Ve nihayet bir gün geldi (sene 1998 olabilir??) Nihayet inşaata başlayabilecek birikime sahip olduğunu söyledi.
Meğer elindeki Kartonsanları değişik aracı kurumlarda açtığı hesaplara dağıtmış.
Günde en az 2 ya da 3 aracı kurum dolaşırmış.
Fikrine değer verdiği aracı kurum sahipleri ile özel ilişki geliştirip, teknik analiz hakkında da bilgi almaya çalışırdı, ama esas dikkat ettiği nokta TEMEL analizdi.
1-2 sene içerisinde sahip oldugu Kartonsanların bir kısmı ile de inşaatı tamamladı.
Yanlış hatırlamıyorsam 4-5 katlı bir iş hanı inşaatı yaptı.
8-10 yıllık bir sabır ile bir memur maaşı ile doğru yere yatırım yaparak VE YAPTIĞI YATIRIMIN MEYVELERiNi TOPLAYARAK BAŞKA ALANLARA KAYDIRMASINI BiLDi.
Borsada kendi paranızın hırsızı olacaksınız.
İşin prensibi bu!
Yaptığınız yatırımı zamanı geldiğinde başka yerlere kaydırmasını bileceksiniz.
Bakınız AYI Fikret lakaplı spekülator (Allah rahmet etsin) tam tersini yapmıştır.
Elindeki avucundaki gayrimenkulleri sıkıştıkça satıp borsaya sokmuştur.
Sonuç?
Kalp krizi, ve Allah rahmet etsin.
Ekran başında giden çok kişi var bu şekilde.
Ders almayı bilin emi???
(O zaman bankalar bu piyasada aktif filan değiller)
Çalıştığımız bankaların büyük müşterilerinin işlemleri bile benim aracı kurumumdan geçiyor.
İşler güzel yani.
Müşteri sayımız 1995 yılında 450 kişiye ulaştı.
1994 krizinin etkisi azalmaya başlamıştı.
Bizde hesap açtıran ve seans odasına gelip 20-25 kisilik salonumuzda sessizce oturan bir beyfendi dikkatimi çekti.
O zamanlarda canlı seans yapan ender aracı kurum şubelerinden birisiydik.
Adı "İlhan bey" idi.
Hayattaysa Allah selamet versin.
Arada odama gelir benimle sohbet eder, ve özellikle bir kağıt hakkında fikrimi sorardı.
KARTONSAN...
Mesleğini sordum, mühendis kökenli idi.
Odamdaki bilgisayardan hesabına baktım, dişe dokunur miktarda bir hesabı da yoktu.
Lafı uzatmayalım, gelir gider senede 1 veya 2 defa işlem yapardı.
(Fiyat anlamında) teknik analiz sorardı.
Zamanla sohbeti ilerlettik kendisi ile..
5-6 yıl önce emekli olduğunu öğrendim.
Emekli olduktan sonra KARTONSAN hissesi almış emekli ikramiyesi ile.
Her sene Kartonsan genel kuruluna gider, yönetim kurulu üyeleri ile sohbet eder, bizzat genel müdürden bilgi alırdı.
Temettü ve bedelsiz sermaye artırımları ile Kadıköy yel değirmeninde bir arsa almıştı.
Aldığı o arsa için projeler çizdiriyordu.
Ve nihayet bir gün geldi (sene 1998 olabilir??) Nihayet inşaata başlayabilecek birikime sahip olduğunu söyledi.
Meğer elindeki Kartonsanları değişik aracı kurumlarda açtığı hesaplara dağıtmış.
Günde en az 2 ya da 3 aracı kurum dolaşırmış.
Fikrine değer verdiği aracı kurum sahipleri ile özel ilişki geliştirip, teknik analiz hakkında da bilgi almaya çalışırdı, ama esas dikkat ettiği nokta TEMEL analizdi.
1-2 sene içerisinde sahip oldugu Kartonsanların bir kısmı ile de inşaatı tamamladı.
Yanlış hatırlamıyorsam 4-5 katlı bir iş hanı inşaatı yaptı.
8-10 yıllık bir sabır ile bir memur maaşı ile doğru yere yatırım yaparak VE YAPTIĞI YATIRIMIN MEYVELERiNi TOPLAYARAK BAŞKA ALANLARA KAYDIRMASINI BiLDi.
Borsada kendi paranızın hırsızı olacaksınız.
İşin prensibi bu!
Yaptığınız yatırımı zamanı geldiğinde başka yerlere kaydırmasını bileceksiniz.
Bakınız AYI Fikret lakaplı spekülator (Allah rahmet etsin) tam tersini yapmıştır.
Elindeki avucundaki gayrimenkulleri sıkıştıkça satıp borsaya sokmuştur.
Sonuç?
Kalp krizi, ve Allah rahmet etsin.
Ekran başında giden çok kişi var bu şekilde.
Ders almayı bilin emi???
Bir anı.
Etiketler:
ayı fikret,
ilhan bey,
kartonsan,
spekülatör
MARDİN ÇİMENTO
En son babamı 1 ay önce gördüğümde sormuştum
hikayesini.
1975 yılında mardin çimento halka arz edildiğinde bunu duyar ve atlar mardine gider. Fabrikadan hissenin tanesini 1 kuruştan alır. Tabi o zaman bankalardan satış yapılmamaktadır. Küpür şeklinde bir miktar hisse alır. Atıl para ile ne kadar aldı hatırlamıyor.
Yıllarca elinde tuttu. tam bir temettü yatırımcısıydı.
Yıllar sonra hatırlarım her yıl mayıs ya da nisan aylarında mardine gider temettüsünü alır. Bazen de bedelsiz payını alırdı. Geldiği zaman küpürleri sayar oynardım. 1000'li 500'lü küpürler hatta 1'li küpürler vardı. 15 yaşına geldiğim o zaman sadece gazeteden sürekli evvelki günkü fiyatları takip ederdim.
Her temettü alışında araba değiştirir ya da ticarette kullanırdı.
En son söylediğine göre ticari bir iş nedeniyle 2001 yılında satmış.26 yıl elinde tutmuş..
Sattığı tarihteki rakam tam 750 bin. Şu anda bile servet..
1975 yılında mardin çimento halka arz edildiğinde bunu duyar ve atlar mardine gider. Fabrikadan hissenin tanesini 1 kuruştan alır. Tabi o zaman bankalardan satış yapılmamaktadır. Küpür şeklinde bir miktar hisse alır. Atıl para ile ne kadar aldı hatırlamıyor.
Yıllarca elinde tuttu. tam bir temettü yatırımcısıydı.
Yıllar sonra hatırlarım her yıl mayıs ya da nisan aylarında mardine gider temettüsünü alır. Bazen de bedelsiz payını alırdı. Geldiği zaman küpürleri sayar oynardım. 1000'li 500'lü küpürler hatta 1'li küpürler vardı. 15 yaşına geldiğim o zaman sadece gazeteden sürekli evvelki günkü fiyatları takip ederdim.
Her temettü alışında araba değiştirir ya da ticarette kullanırdı.
En son söylediğine göre ticari bir iş nedeniyle 2001 yılında satmış.26 yıl elinde tutmuş..
Sattığı tarihteki rakam tam 750 bin. Şu anda bile servet..
Bir anı.
PEDER, OĞUL VE TÜPRAŞ
Peder bir ev sattı o günün kuruyla 125 bin dolara.
Dedim git Tüpraş al,almadı. Sonra bir kriz çıktı Tüpraşın
halini gördük. Yani ilk aşamada peder çok büyük akıllılık yaptı dolara geçerek
evi sattıktan sonra. Ama bütün bunlara rağmen,o büyük krize rağmen tüpraş almış
olsaydı getirisi fena olmayacaktı. Zira tam evi sattığı tarih tüpraşın bedelsiz
ve temetülere göre düzeltilmiş fiyatı 17 lira. 155 bine satılmıştı ev. Bugün
elimde 9000 lot tüpraş olurdu. Yani toplam getirisi 486000 lira (195 bin
dolar).
Şu an aynı evi 110 bin dolara alırsın. Ha o ara dolara
geçmesi inanılmaz kısmet oluşturdu. Zira 2008 krizinde full dolardaydı peder ve
brisadan sağlam mallanmıştı. Borsada giriş çıkışlar çok önemlidir. Ama iyi
kağıtlara en iyi zamanında girsen bile aslında kaybetmiyorsun sadece zaman kazanmıyorsun
o kadar. Ama bütün bunlara rağmen o ev tek eviniz ise satmayın bence. Bir şey
olacağından değil sadece olası bir kriz olursa psikolojiniz çok sağlam olur
daha rasyonel karar alırsınız.
Bir arkadaşımızın anısı.
CHARLİE MUNGER
Warren Buffett’ın “ruh
ikizim” dediği adam.
Ama Buffett’tan çok
farklı bir karakter, onun gibi sosyalleşmeyi sevmiyor, konuşmayı sevmiyor,
demeç vermeyi sevmiyor, ortalıkta görünmeyi sevmiyor. Dolayısıyla bu
muhteşem yatırımcı Buffett kadar tanınmıyor.
Ama bir nevi Warren
Buffett’ı Warren Buffett yapan adam kendisidir. Bu adamla tanışmadan önce
Buffett tamamen hocası Benjamin Graham’ın izinden giderek temel rasyolara
bakarak yatırım yapıyor.
Munger ise o dönem
için devrimsel olan bir yatırım felsefesini uygulamaya başlamış ve buna şu an
“value investing” deniyor (değer odaklı yatırım)
Munger temelde şunu
söylüyor, “sürdürülebilir rekabet avantajı olan şirketlere yatırım yapın”.
Sırf hisse senedi ucuz
diye rekabet avantajı olmayan şirketlere yatırım yapılmasına karşı Munger. (ki
o dönem Buffett bile ucuz diye hisse senetlerini alıyor buna da “bir nefeslik
sigara yatırımı” (cigarette butt investing) deniyor. Munger’la tanıştıktan
sonra bir ömür sürecek arkadaşlıkları-ortaklıkları başlıyor ve Buffett tamamen
yatırım stratejisini değiştiriyor. O noktadan sonra ise Buffett efsanevi bir
yatırımcı olarak tarihteki yerini alıyor.
Munger’ın ise efsanevi
birisi olarak anılmak gibi bir hedefi yok, adamın zaten dünya umrunda değil.
Charlie Munger’ın
söylediği bir söz var, diyor ki “kitap okumayan, araştırmayan insanların
yatırım yapmaması gerekir”.Kendisi roma
tarihinden, şiir antolojilerine, biyoloji’den, futuristik edebiyata kadar çok
geniş bir perspektifte ve sürekli okuyan birisi. “Her okuduğum şey yatırım
stratejimi etkiliyor” diyor ve her fırsatta okumayan insanlara olan tepkisini
belirtiyor.
Kendisi Buffett ile
beraber son 100 yılın en iyi ve en başarılı yatırımcısıdır ve bu iki adamı
sokakta görseniz multi milyarder olduklarını anlayamazsınız. Hatta anılarında
yazıyor, Buffett ile Munger bir şirketi satın almak için (ki milyar dolarlık
bir iş) o şirketin ana merkezine taksiyle gidiyorlar, kapıda güvenlik bunların
tiplerine bakıp içeri almıyor, “biz bu şirketi alacağız” dediklerinde de
ciddiye alıp haber vermiyor yönetime. Gidip bir ankesörlü
telefondan şirket yöneticilerini arıyorlar “bizi güvenlik içeri almadı, gelin
dışarıda bekliyoruz” diye…
Bizdeki zenginlerin,
sonradan görmüş hallerini, ferrarilerini, helikopterlerini, metreslerini,
yalılarını, afraları-tafralarını gördükçe hep Munger ve Buffett aklıma geliyor.
Böyle zenginler de
var.
Etiketler:
Charlie Munger,
değer odaklı yatırım,
munger,
value investing
TEMETTÜNÜN YATIRIMCIYA YARARLARI
Bir işletme ortaklarının,şirketin dönem içinde elde ettiği
kardan pay alma hakkına “temettü” denir. Ortakların kardan ne kadar pay alacağı
ise hisse senedi miktarına göre belirlenir. Temettü,nakit veya hisse senedi
olarak dağıtılabilir. Bir şirketin ödeyeceği kar payı ise şirketin yıllık net
dönem karına göre belirlenir. Bu kardan vergiler ve diğer giderler
çıkarıldıktan sonra kalan kısmın yüzde 20’sinden az olmamak şartıyla
dağıtılmasına “temettü dağıtımı” denir. Temettü geliri,genel olarak bir yatırım
yöntemi olarak tercih edilir. Bir şirketin temettü ödemelerinden
faydalanabilmek için hisse senetlerini temettü ödemeleri başlamadan bir gün
önce almak bile yeterlidir. Ancak şirket temettü dağıttığında hisse senedinin
aynı oranda değer kaybettiği de unutulmamalı. Nakit temettü dağıtıldıktan sonra
hissedarlar şirkete güvendikleri için elde ettikleri nakitle tekrar hisse
senedi alabilir. Bu durumda hisse fiyatı yükselir ve hisse sahipleri,hem
temettü hem de sermaye kazancı elde edebilirler. Sadece temettü dağıtımı için
hisse senedi almak bir şey ifade etmez. Bir hissenin temettüsünden faydalanmak
isteyen yatırımcılar bir önceki yılsonu bilançosunun beklentisine göre hisseyi
portföylerine alabilirler. Çünkü yılsonu karları açıklandıktan sonra iyi kar
rakamları temettü beklentisi ile birlikte hisse fiyatına pozitif yansır. Bir
başka ihtimal ise,kar rakamı açıklandıktan sonra geçmişteki temettü oranlarına
göre bir tahminde bulunup hisse alınmasıdır. Örneğin,son beş yılda karının
ortalama yüzde 60’ını dağıtan şirketin temettüsü hesaplanabilir. Hisse
senetleri nominal değer ile ölçülür. Bu değer borsada 1 TL olarak belirtilir. 1
TL karşılığında 60 kuruş temettü alırsınız ve 1000 adet hisseniz
varsa,alacağınız rakam 600 TL olur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)