Sene 2001 Türkiye'de en büyük finansal
soygunun yapılması için planlar yapılıyor.
Ülkeyi gözüne kestiren bazı para babaları kendilerine yurt içi bir maşa arıyorlar.
Tetik çekildiğinde spekülasyona ortak olabilecek bir maşa.
Patronlarla görüşmeler yapılıyor.
Pasta içinde mesut mutlular bu oyunda yokuz ve imkansız diyorlar.
250 yıllık traderlar anayasa kitapçıklarının havaya uçuşmasını fırsat ve bahane bilerek arkasından batık haberleri ile süslenmiş ayı piyasasına sokuyorlar piyasayı.
Ellerinde 1999 ralllisinden kalan son mallar ve açığa satışlarla endeksi 0,45 cent seviyesine kadar çekiyorlar.
Seçimler yapılıyor.
Seçimlerle birlikte gelen hükümet her gün bir şapkadan bir reform çıkarıyor. Bu reformların hepsi tanıdık ülkelerden alınma.
Mallar toplanırken finansal zemin toplanmaya devam ediliyor,
batık bankalar bir bir yabancılar tarafından alınıyor.
Parası pul olmuş vatandaş hiçbir şeye inanmıyorken 350 milyon dolar piyasa değerinden garanti bankası el değiştiriyor.
2002 de artık tahtalarda yavaştan yerli spekülatörler ve patron hakimiyetleri operasyonları yerini görünmeyen bir elin fiyat hareket mantığına bırakıyor.
2003'te yerli birçok büyük para babası endeks çıkarken batıyor.
2004'te yerli birçok patron tahtalarda işlem yapamayacak bir duruma sokuluyor.
Patronun hakim olduğu tahtalarda güçlü yabancı alışları yapılarak patronun tahtayı yukarı çekmesine engel olunuyor.
Artık 2005'te devir değişmiş tek hakim güç global oyuncular oluyor
Gel zaman git zaman borsa dışı bir çok noktada türkiyede kurulmuş şirketler üzerinden en değerli araziler, binalar, tarım arazileri büyük yabancı ellerin eline geçiyor.
Ve işin en enterasanı bunların hepsini akp hükümeti başardı. Senaryolarının her zümreye inandırılması.
Bu reform ve büyüme adımlarının arkasından direktifleri verenler hiç ortalıkta görünmüyorlar.
Çünkü alan memnun satan memnun.
Dünyada ve bizde
Yıl 2007 inananlar sisteme inanan ve trendle doğru yönde olmayı tercih edenlerin varlıkları sisteme güvenmeyenlere karşı ezici bir üstünlüğe vardığı doruk noktasıdır.
Ülkeyi gözüne kestiren bazı para babaları kendilerine yurt içi bir maşa arıyorlar.
Tetik çekildiğinde spekülasyona ortak olabilecek bir maşa.
Patronlarla görüşmeler yapılıyor.
Pasta içinde mesut mutlular bu oyunda yokuz ve imkansız diyorlar.
250 yıllık traderlar anayasa kitapçıklarının havaya uçuşmasını fırsat ve bahane bilerek arkasından batık haberleri ile süslenmiş ayı piyasasına sokuyorlar piyasayı.
Ellerinde 1999 ralllisinden kalan son mallar ve açığa satışlarla endeksi 0,45 cent seviyesine kadar çekiyorlar.
Seçimler yapılıyor.
Seçimlerle birlikte gelen hükümet her gün bir şapkadan bir reform çıkarıyor. Bu reformların hepsi tanıdık ülkelerden alınma.
Mallar toplanırken finansal zemin toplanmaya devam ediliyor,
batık bankalar bir bir yabancılar tarafından alınıyor.
Parası pul olmuş vatandaş hiçbir şeye inanmıyorken 350 milyon dolar piyasa değerinden garanti bankası el değiştiriyor.
2002 de artık tahtalarda yavaştan yerli spekülatörler ve patron hakimiyetleri operasyonları yerini görünmeyen bir elin fiyat hareket mantığına bırakıyor.
2003'te yerli birçok büyük para babası endeks çıkarken batıyor.
2004'te yerli birçok patron tahtalarda işlem yapamayacak bir duruma sokuluyor.
Patronun hakim olduğu tahtalarda güçlü yabancı alışları yapılarak patronun tahtayı yukarı çekmesine engel olunuyor.
Artık 2005'te devir değişmiş tek hakim güç global oyuncular oluyor
Gel zaman git zaman borsa dışı bir çok noktada türkiyede kurulmuş şirketler üzerinden en değerli araziler, binalar, tarım arazileri büyük yabancı ellerin eline geçiyor.
Ve işin en enterasanı bunların hepsini akp hükümeti başardı. Senaryolarının her zümreye inandırılması.
Bu reform ve büyüme adımlarının arkasından direktifleri verenler hiç ortalıkta görünmüyorlar.
Çünkü alan memnun satan memnun.
Dünyada ve bizde
Yıl 2007 inananlar sisteme inanan ve trendle doğru yönde olmayı tercih edenlerin varlıkları sisteme güvenmeyenlere karşı ezici bir üstünlüğe vardığı doruk noktasıdır.
Bir anı.